Babasının Kore Savaşı’nda askerlerden öğrendiği mesleği sürdürüyor

Ekim 5, 2025 - 10:48
Babasının Kore Savaşı’nda askerlerden öğrendiği mesleği sürdürüyor
Babasının Kore Savaşı’nda askerlerden öğrendiği mesleği sürdürüyor

Bursa’da yaşayan Hilmi Demirtaş (80), babasının Kore Savaşı’nda askerlerden öğrenip, kendisine aktardığı ayakkabıcılık mesleğini yarım asırdır sürdürüyor.

Bursa’da köklü ayakkabıcılık geleneğini sürdüren Hilmi Demirtaş, asker olan babasından devraldığı mesleği yıllardır aynı özveriyle yapıyor. Kore harbinde levazım subayı olarak görev yapan babası Muzaffer Demirtaş’ın, savaş sırasında askerlerin ayakkabılarını tamir eden ustalardan öğrendiği zanaatı, Türkiye’ye döndükten sonra kamyon lastiklerini işleyip, ayakkabı yaparak geliştiren Demirtaş, bu sayede yarım asırdır sürdürdüğü mesleğe adım atmış.
Hilmi Demirtaş; ipli çarık, bot, çizme, yemeni ve eski Türk ayakkabılarını üretmeyi sürdürüyor. El emeğiyle ortaya çıkardığı ürünler, tarihi dizi ve filmlerde kostüm olarak da kullanılıyor. Demirtaş, babasından devraldığı kerpeten ile ayakkabıcılık geleneğini aynı özveriyle, 68 yıldır geleceğe taşıyor.
Çocuk yaşta babasının yanında ayakkabıcılığa başladığını söyleyen Hilmi Demirtaş, “1958 yılında çekiç ve kerpeteni elimize aldık. Baba mesleğini o günden beri devam ettiriyoruz. Yaşım 80’e geldi ama hala çalışıyorum. Tarihi ayakkabılar üretiyoruz. Aşağı yukarı hayvancılığın başladığından bu yana, yaklaşık 3 bin yıldır üretilen ayakkabıların benzerlerini yapıyoruz. Tarihi dizi ve filmlerde kullanılacak dönem ayakkabılarını da biz üretiyoruz” dedi.
Türkiye’de halk oyunları için özel ayakkabı üretimine ilk başlayan isim olduğunu söyleyen Demirtaş, “Halk oyunları yemenisi çeşit çeşittir. Çünkü her yörenin ayakkabısı ayrıdır. Eskiden lastik ve cizlavatlarla halk oyunları oynanıyordu. Biz, hem kıyafete hem de döneme uygun ayakkabı üretmeye başladık. Bu işi Türkiye’de ilk başlatan da benim” diye konuştu.
Mesleğe babasının Kore Savaşı’ndan dönünce başladığını belirten Hilmi Demirtaş, “Babam Kore Harbi’nde askerlerin ayakkabılarını tamir eden birinden ustalığı öğrenmiş. Türkiye’ye döndüğünde kamyon lastiğini soyup, işleyerek ayakkabı yapmaya başlamış. Çok zor bir işti. Ben de onun yanında çalışarak bu mesleği öğrendim. Babam bana ilk kerpeteni verdi, hala elimde” dedi.
Ayakkabıcılığın zorluklarına da değinen Demirtaş, “Eskiden elimizle köse ıslatılır, malzemelerle ayakkabı inşa edilirdi. Ve en büyük makinamız çengelli tığdı. En büyük iğnemiz ise domuz kılıydı. Tığla delerdik, onunla dikerdik. Bu şekilde babamızdan aldığımız zanaatı bu zamana kadar taşıdık” ifadelerini kullandı.