Davud Koridoru: İsrail'in yeni hegemonya planı

Davud Koridoru, İsrail’in işgal altındaki Golan Tepeleri’nden başlayarak Süveyda, ABD üssü El Tanf ve doğudaki Deyrizor’a kadar uzanan kesintisiz bir hat oluşturmayı amaçlayan iddialı bir projedir. Bu hat, sadece mevcut bölgelere ulaşmakla kalmayıp, aynı zamanda ABD destekli YPG/SDF güçlerinin kontrolündeki alanlara ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) kadar genişletilmesi planlanmaktadır. Filistinli akademisyen Dr. Sami Al Arian, bu projeyi “İsrail’in Orta Doğu’da hegemonya kurma girişimi” olarak nitelendiriyor. Arian, projenin Siyonist ideolojinin bir parçası olduğunu ve Theodor Herzl ile başlayan bu hayalin, özellikle 1967 savaşından sonra büyüdüğünü ifade ediyor. Davud Koridoru, Tevrat kaynaklı “Büyük İsrail” hayalini de çağrıştırıyor. Bu hayal, Nil Nehri’nden Fırat’a kadar uzanan toprakları kapsıyor ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun koalisyon ortakları tarafından sık sık dile getiriliyor. Dr. Arian’a göre, İsrail bu koridor aracılığıyla: Golan’dan IKBY’ye uzanan bir hat kurmayı, Suriye’yi Sünni, Nusayri, Kürt ve Dürzi bölgelerine bölmeyi, Dürziler ve Lübnan’daki Maruniler gibi azınlıklarla ittifaklar kurarak etnik ve dini fay hatlarını kullanmayı hedefliyor. Ancak Arian, bu planların başarı şansının düşük olduğunu vurguluyor. İsrail, Dürzileri destekleme bahanesiyle Süveyda’daki Bedevi aşiretlerini ve Şam’daki Savunma Bakanlığı’nı hedef alarak bölgedeki etnik dengeleri değiştirmeye çalışıyor. Netanyahu, Güney Suriye’yi fiilen askersizleştirilmiş bir bölge ilan ederek, El Tanf üssüne ve Deyrizor’a erişim sağlamaya çalışıyor. Bu projeye dair endişeler, bölgedeki jeopolitik dengelerin daha da karmaşık hale geleceği ve çatışmaların artabileceği yönünde. Arian, uluslararası toplumun bu durumu dikkatle izlemesi gerektiğini belirtiyor. daily ummah