Fatih Terim Empati'de: "Arda Turan daha iyi olabilirdi, Kerem Aktürkoğlu beni aradı"
Eyl 18, 2025 - 02:10
Türk futbolunun efsane teknik direktörlerinden Fatih Terim, bu akşam 21.00'de NTV’de yayınlanan Empati programında hayatına, Galatasaray tutkusuna ve Türk futbolunun önemli isimlerine dair samimi açıklamalarda bulundu.
Programda, “empati” kelimesiyle ilk kez 5 yaşında tanıştığını belirten Terim, o dönem bu kavramın toplumda pek kullanılmadığını söyledi:
"O günkü Fatih'i unutmadım hiç. Uzun pantolonu olmayan, üşüyen, babasıyla birlikte sabaha karşı kalkan, işe giden, ayakkabısı olmayan... Onu hiç unutmadım. Onun için ben Empati programını seçtim. Ben empatiyle 5 yaşında tanıştım. O zamanlar bu kelime kullanılmıyordu."Galatasaray sevgisinin hayatına etkileri sorulan Terim, “Büyük sevdalar sıkıntılıdır, kolay değildir” ifadelerini kullandı.Terim, Galatasaray’ın mevcut teknik direktörü Okan Buruk hakkında olumlu değerlendirmelerde bulundu:“Başarılı buluyorum, daha da iyi olacak diye düşünüyorum. Tecrübeler, birikimler onu daha da ileri götürebilir. Ben geldiğimde Okan, ayak kırığından sonra kendini toparlamaya çalışıyordu, ama onu kazandık. İtalya’ya giderken de Galatasaray’da devam ediyordu.”Arda Turan’la ilgili konuşan Terim, “Futbolcu olarak daha iyi olabilirdi. Ama son dönemi hatırlarsınız, Allah’tan Galatasaray camiası sahip çıktı. Hakkıydı, haklıydı aynı zamanda” dedi.Yeni nesil teknik direktörlere de değinen Terim, “Ben onların beni geçmesini istiyorum. Arda, Selçuk, Volkan, Burak, Sergen... Geçebilirler de. Buna ihtiyacımız var. Yeni bir enerjinin gelmesi lazım. Antrenörlük müthiş bir yarışma işi, seviyeli yarışma çok hoş bir şey” ifadelerini kullandı.Arda Turan ve Kerem Aktürkoğlu... İkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Teknik direktör olarak Arda Turan için hoş şeyler oluyor, umutluyuz kendisinden. Futbolculuktan nasibini yeteri kadar aldı mı?"Daha iyi olabilirdi. Son dönemi hatırlarsınız, Allah'tan Galatasaray camiası sahip çıktı. Haklıydı, hakkıydı da aynı zamanda. Çatlak sesler oldu ama... Ben, onların beni geçmesini istiyorum. Buna ihtiyacımız var. Yeni bir akımın, nefesin, enerjinin gelmesi lazım. Antrenörlük de müthiş bir yarışma işi. Seviyeli yarışma, çok hoş bir şey."Kerem (Aktürkoğlu) için ne düşünüyorsunuz?"Kerem çok yetenekli bir futbolcu. Evet, emeğim var. Sağ olsun Erzincan Başkanı, Kerem ve ailesi... Onu kazandırdık biz. Muhakkak son olaylar herkesi belki biraz gerdi."Sence gerilecek bir şey var mı hocam?"İçeride sirkülasyonu yaparsak yanlış yabancıya gitmeyiz. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'a vermediğim oyuncu yok. En son Serdar Aziz... Ben eğer oynatmayı düşünmüyorsam, memnun değilsem neden önünü kesiyorum? Ya gider iyi oynarsa diye bir düşünce var. Böyle bir felsefe olabilir mi? Kulübün parasını ziyan edeceksiniz, adamı oynatmayacaksınız... O zaman ne olacak? O da eksiğini gidermek için dışarı bakacak.""Kerem, Galatasaray'a faydalı olmuş mudur? Evet. Para kazandırmış mıdır? Evet. Kaça aldığımızı ben biliyorum. Bunu bir kan davası haline getirmemek lazım. Beni silmedi mi? Evet. Ben ne dedim? Galatasaray daha önemli dedim. Olabilir. Kerem beni aradı. Gençler hata yapacak, biz affedeceğiz. Doğru yolu göstereceğiz. Yoksa kan gövdeyi götürür. Zaten hepimiz biraz gerginiz. Bu kin, düşmanlık bir yerde kendisini makuliyete bırakmalı."Terim, Fenerbahçe’nin uzun süren şampiyonluk hasreti hakkında ise şunları söyledi:“Bazen böyle yıllar olur. Bazen olmaz. Ne kadar toplansanız, hepimizin gelir başına. 30-40 sene olmayan var Avrupa’da. Bunu öyle değerlendirmemek lazım. Çünkü sağlıklı düşünmenizi engeller.”Hangi renksin?"Hayatımın renkleri sarı-kırmızı. Ancak normal renkleri söylediğiniz zaman yeşil ve mavi.""Ailemle ve futbolla vakit geçiriyorum Bodrum'da. İstanbul'a gidip geliyorum. Dostlarımla, bahçemle, bitkilerimle, denizle haşır neşirim. Değişik ülkelerde de faaliyetlerimiz sürüyor. Hayırlısı Allah'tan bakalım. Çok şükür mutluyum."Adana'da çocuk olmak nasıldı? Nasıl bir evde büyüdün, bir oyuncağın oldu mu?"Benim pek oyuncağım olmadı. Babam, 8 yaşındayken sakat kaldı, koltuk değneğiyle yürümek zorunda kalıyor. Annemle evleniyor, benden evvel bir ikiz var, ölen... Ben varım. 9 sene İstanbul'da, tek başına, Kumkapı'da bir ayakkabı ustasının yanında, küçük bir odada kalıyor. Ben de 35 senedir yazı ona Adana'da yaşatmadım, hep burada. Çok mutluyum. Kimseye el açmayan, müthiş bir adamdı. Esasında babamın tarafının da durumu çok müsaitmiş.""Erkek kardeşim de iyi bir oyuncuydu. Ümit Milli Takım seçmeleri yapıyoruz, Adana'ya geldik. O da Demirspor'da oynuyordu. Pioontek, "Fatih, burada soyadı Terim olan biri var" dedi. "Kardeşim" dedim. Güldü, "Olsa bana söylemez misin?" dedi. "Sana neden söyleyeyim, iyiyse sen bana söyleyeceksin" dedim. İyi futbolcuydu ama almadım kadroya. Babam ona biraz üzüldü. Harika bir kardeşim vardı. "Bir ailede iki Fatih Terim olmaz, ben hayatımı başka yerde arayacağım" dedi. "Ben de sana ömür boyu yardım edeceğim" dedim ona."Kağıt ve ağız dolusu başarıların var... Fulya Terim olmasaydı, ciddi bir kısmı olur muydu bunların?"Olmazdı. Fulya benim hayatımın önemli bir parçası. Beraber kurduğumuz bu yuva, kızlarım ve artık torunlarım... Fulya benim can yoldaşım, hayat yoldaşım. Hakikaten bir kısmı olmazdı. İsviçre'de okumuş Fulya. Oradan bir kere anlaşabildik. Ben de Paris'te okudum. Adana, Güney'in Paris'idir. O çok genç, ben gencim. A Milli Takım ve Galatasaray'ın kaptanıyım. O bundan hiç korkmadı, yılmadı, bu emeği hep verdi. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derlerken, ben seneler evvel "Fulya benim önümde, neden arkamda kalsın?" demişimdir. İkimiz; birbirimize yaren, sevgili, karı-koca, ana-baba olduk, ne derseniz deyin...""Torun var ama evlat bambaşka bir şey... Hele kızlarım... Kız babası olmak büyük şans. Ben hep bunu hayal etmiştim daha erken yaşlarda. Daha erken yaşlarda da evlat sahibi olunca yaşadık ama şimdi daha da tadına varıyorum. Mevzuyu masaya yatırıyoruz, onları dinliyorum, soruyorum, çoğu zaman da onlara uyuyorum. Onlar beni arıyor, "Babacığım durum böyle, ne diyorsun?" diyorlar. "Bence şöyle yapardım" diyorum. Arkadaşlığa, saygıyı kaybetmeden, sevgiyi çoğaltarak devam ediyoruz. Hatta bazen Fulya'yı çekiştiriyoruz. Aile çok önemli bir kavram. Bana sorarlardı, "Arkadaş bir maçı kaybettin, dünya yıkılıyor. Bunu nasıl göğüslüyorsun?" diye. Eve gidiyorum. İlk zamanlar, ikisi de küçük, Fulya tembih ediyormuş "Bak babanız gelecek, sakın" diye. 2 saat konuşmadığımı bilirim. Fulya ikisini bir yolluyor, her şey değişiyor onların tadıyla beraber. Bu bile çok önemli bir iş.""Bir kitap projem var. Tam müze değil ama onun gibi de bir projem var. Fulya bana bir sürpriz yaptı, bir oda ayırmış 15 sene evvel evimize geçerken. Bir açtım bütün kupalar orada. Şiltler orada... Tabii yetme imkanı yok, o ara biz fazlalaştırdık kupaları. En son ben kazandığım bütün kupaların birebir replikalarını yaptırdım, UEFA dahil. Ben de onların hepsini oraya koyunca ortam başka bir şey ister hale geldi. Ben de bir dostumla konuştum, orayı 1-2 ay açmak için. Herkes görsün bunları, çok hoş bir şey olacak. Kitap hazırlığımız devam ediyor. Belki orada anlatırım bazı bilinmeyenleri. Ancak burada büyük bir kısmını zevkle paylaştım."
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.