İnsan genomunda ‘hayalet kod’ keşfi!

ANKARA-BHA
İnsan genomunun gizemli yapılarından biri olan "zıplayan genler" (transposable elements), bilim dünyasını heyecanlandıran yeni bir keşfe kapı araladı. Uluslararası bir araştırma ekibi, bu öğelerin gen ifadesini düzenleyen "hayalet kodlar" barındırdığını ortaya koydu.
Kyoto Üniversitesi’nden araştırmacı Fumitaka Inoue’nin ortak yazarlığını yaptığı çalışma, hakemli bilimsel dergi Science Advances’ta yayımlandı. Elde edilen bulgular, insan gelişimi ve evrimi açısından kritik rol oynayabilecek düzenleyici genetik motiflerin, zıplayan genler içinde gizli olduğunu ortaya koydu.
Zıplayan genler çöpten bilgiye dönüşüyor
Geçmişte "çöp DNA" olarak nitelenen zıplayan gen dizileri, insan genomunun yaklaşık %45’ini oluşturuyor. Ancak bu dizilerin işlevi uzun yıllar boyunca göz ardı edilmişti. Son yıllarda artan genetik araştırmalar, bu öğelerin genetik çeşitlilikten kromozom evrimine kadar birçok alanda rol oynayabileceğine işaret ediyor.
Yeni araştırmada, özellikle MER11 adlı bir zıplayan gen ailesine odaklanıldı. Bu diziler evrimsel yaşlarına göre G1’den G4’e kadar dört gruba ayrıldı. En genç grup olan MER11_G4'ün gen ifadesini en güçlü şekilde etkilediği belirlendi.
“Genetik anahtarlar” gibi çalışıyorlar
Araştırma ekibi, "lentiMPRA" adlı yüksek hassasiyetli bir teknik kullanarak 7 bin farklı MER11 dizisini insan kök hücreleri ve erken sinir hücrelerinde test etti. Sonuçlar, bu dizilerin özellikle gelişimsel aşamalarda genlerin açılıp kapanmasında "düzenleyici anahtar" gibi görev gördüğünü ortaya koydu.
Bu bulgular, kadim virüslerden miras alınan DNA dizilerinin bugün hâlâ insan genomunu şekillendirmeye devam ettiğini gösteriyor.
“Genom dizilendi ama işlevler hâlâ karanlıkta”
Çalışmanın yazarı Inoue, “Genomumuz uzun zaman önce dizilendi ancak büyük bölümlerinin işlevi hâlâ tam olarak bilinmiyor. Zıplayan genleri anlamak, genetik bilimin çözülmemiş en büyük bilmecelerinden birini aydınlatabilir,” dedi.
Uzmanlara göre bu bulgular, genetik hastalıkların anlaşılması, kişiselleştirilmiş tıbbın geliştirilmesi ve evrimsel biyolojinin derinleştirilmesi açısından yeni kapılar açabilir.