Louvre soygununun ardındaki sır: Amaç mücevherleri eritmek

Paris’teki Louvre Müzesi’nde yaşanan cüretkâr soygunun ardında, uluslararası şöhret arayışı yerine, çalınan mücevherleri paraya çevirme hedefinin olduğu değerlendiriliyor. Uzmanlar, Pazar sabahı gerçekleştirilen ve sekiz parça Napolyon dönemi mücevherinin çalındığı hırsızlığın, son yıllarda artan “vur, kır, al” tarzı soygunların bir parçası olduğunu belirtiyor.
Asıl hedef: Eritmek ve izleri yok etmek
Sanat eseri kurtarma uzmanı Christopher A. Marinello, soygunun sanatsal değil maddi motivasyonla yapıldığını söylüyor. Marinello, günümüzde Cartier mağazalarının bile Louvre’dan daha iyi korunduğunu belirterek, şu çarpıcı tespiti yaptı:
"Bu tür mücevherleri çalan hırsızlar onları satmak için değil, eritip taşlarını çıkarmak için çalıyor. Çünkü günümüzde Cartier mağazaları Louvre’dan daha iyi korunuyor."
Çalınan parçalar arasında III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie’ye ait taç, broş ve safirli takılar gibi toplam sekiz parça bulunuyordu.
Satılması imkansız, saklanması tehlikeli
Sanat suçlarını araştıran ARCA kuruluşundan Lynda Albertson, Louvre’daki mücevherlerin bütün hâlde satılmasının imkânsız olduğunu vurguladı. Albertson, "Bu kadar tanınabilir parçaları yasal piyasada kimse satın almaz" dedi.
Uzmanlara göre hırsızlar parçaları eritip taşları yeniden kestirerek izleri yok etmeye çalışacak. Marinello, “Mücevherler muhtemelen elmas işleme merkezlerinden biri olan İsrail, Hindistan veya Anvers’e götürülecek ve burada kesim işlemiyle izler ortadan kaldırılacak” dedi.
Güvenlik açıkları ve eski binaların zorlukları
Soygunun ardından Louvre’daki güvenlik sistemleri tartışma konusu oldu. Fransız Sayıştayı’nın gelecek ay yayımlayacağı raporda, müzedeki güvenlik kameralarının yetersizliği ve ekipman yenilemelerindeki "ciddi gecikmeler" eleştiriliyor.
Sanat suçları uzmanı Prof. Erin Thompson, "Tarihi binalar koruması en zor yapılardır" ifadelerini kullandı. Güvenlik danışmanı Peter Stürmann ise "Mükemmel koruma için yapı bir kale gibi tasarlanmalı, ancak Louvre gibi anıtsal binalarda bu mümkün değil" yorumunu yaptı.
Soygunun müze açılışından hemen sonra, sabah 09.30–09.40 arasında gerçekleşmesi, güvenlik görevlilerinin vardiya değişimine denk geldiği için seçilmiş olabileceği şüphesini yarattı.