Türkiye, Gazze’nin geleceğinde yer alıyor
Gazze'de ilan edilen son ateşkes, Türkiye'nin bölgesel diplomasideki pozisyonunu kökten değiştiren bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Uzun süredir süren diplomatik çabaların ardından Ankara, sadece arabulucu değil, aynı zamanda anlaşmanın garantörü ve uygulayıcısı olma yolunda kararlı adımlar atıyor.
İsrailli gazeteci Guy Elster, Türkiye'nin yeni anlaşmadaki statüsünü değerlendirirken, "Önceki anlaşmalardan önemli bir fark, Türkiye'nin yoğun bir şekilde dahil olması ve Mısır ve Katar ile eşit, hatta daha fazla bir statüye sahip olmasıdır" yorumunu yaparak, Ankara'nın etkinliğinin arttığını gözler önüne serdi.
TSK hazır, MİT uyardı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bu süreçteki somut rolünü bizzat açıkladı. Erdoğan, "Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde, Türkiye olarak inşallah biz de yer alacağız" diyerek ülkenin fiziksel katılımının sinyalini verdi ve ekledi: "Gazze'nin imarına destek olacağız."
Bu açıklamayı takiben, Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Türkiye'nin taahhüdünü askeri kapasiteyle desteklediğini duyurdu. MSB, "Gazze Görev Gücü’ kapsamında barışın tesisi ve korunmasında tecrübe sahibi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz kendisine tevdi edilecek her türlü göreve hazırdır" açıklamasını yaparak TSK'nın muhtemel bir barış gücü görevine hazır olduğunu belirtti.
Ancak, sürecin kırılganlığına dikkat çeken kritik bir uyarı da geldi. MİT Başkanı İbrahim Kalın, ateşkesi "Kırılgan bir ateşkes yapıldı. Denetimi hassasiyet istiyor. Sabotaj ihtimal dışı değil ancak tarihi bir fırsat var" sözleriyle değerlendirerek, diplomatik ve istihbari takibin hayati önem taşıdığını vurguladı.
Haaretz: Erdoğan kilit arabulucu
Türkiye'nin artan etkisi, İsrail medyasında da geniş yankı buldu. İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz, durumu manşetine taşıyarak şu analizleri yayımladı:
-
Erdoğan’ın Türkiye’si, Gazze diplomasisinde yeniden sahneye çıkıyor.
-
Ankara, artık Hamas ile Washington arasında arabuluculuk yapan kilit aktör konumunda.
-
Erdoğan’ın diplomatik dili ikna üzerine kurulu.
Bu analizler, Türkiye'nin sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel jeopolitikte de çift taraflı iletişim kanallarını etkin bir şekilde kullanarak Gazze meselesinde vazgeçilmez bir role ulaştığını teyit ediyor. Türkiye, "sahada olma" ve "imar" taahhütleriyle, Gazze'nin sadece ateşkesini değil, uzun vadeli istikrarını da şekillendirme misyonunu üstlenmiş görünüyor.
