Kendinizi utangaç biri olarak tanımlar mısınız? Sosyal bir ortama girerken ayaklarınızın geri geri gittiği olur mu? Cevaplarınız EVET mi? Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal ntv.com.tr okurlarına özel yazdı.
İlk kez girdiğiniz bir ortamda bir süre çekingenlik yaşamanız gayet doğaldır. Ancak uzun süredir tanıdığınız bireylerin bulunduğu bir ortamda bile zihniniz performansınızı düşünüp, bunu bir tehlike olarak adlandırıyor ve siz fiziksel ya da duygusal tepkiler veriyorsanız işte bu yaşadığınız durum sosyal kaygı olabilir.Bu durumun en belirgin özelliği sosyalleştiğiniz ortamlarda çevrenizdeki bireylerin sizin hakkınızda olumsuz değerlendirmeler yaptığını düşünmenizdir. Bu düşüncenin etkisiyle de istemsizce fiziksel tepkiler vermeye başlayabilirsiniz. Kalp atışlarınız artar, yüzünüz kızarır, elleriniz terler, karnınız ağrır ve siz tüm bu belirtilerin dışarıdaki herkes tarafından görüldüğünü ve değerlendirildiğini düşünürsünüz. Bu düşünce ortamdan ayrılsanız bile uzun bir süre zihninizi meşgul etmeye devam eder.Sosyal kaygısı bulunan bireylerde genellikle kendini utanacağı bir duruma sokmaktan kaçınma hali mevcuttur. Öyle ki bireyler, kendilerini rezil edebileceklerinin ve yeterince ilgi çekici biri olmadıklarının korkusu ile sosyal ortamlardan adeta kaçarlar. Sosyal kaygı yaratan durumlar, bireyler arası farklılıklar gösterebilir ancak sıklıkla karşılaşılan durumlar şu şekildedir:Toplum tarafından değerlendirilme yapılan ortamlarda bulunmak: Spor Yapmak, Sahnede Olmak, Sunum Yapmak…Çevredekiler tarafından izlendiğini düşündüren durumlar: Yemek Yemek, İş Yapmak…Telefonla konuşmak, sohbet başlatmak, diyalogları sürdürmek, hoşlanılan kişi ile konuşmaya çalışmak ya da tartışmak gibi iletişim gerektiren durumlar.Sosyal Kaygı Bozukluğu; psikiyatristler veya klinik psikologlar tarafından tanısı konulabilen, bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutları olan bir problemdir. Kalıtsal özellikler ile ailenizden size aktarılmış bir problem olabileceği gibi sosyal çevrenin etkisiyle öğrenilmiş bir davranışkalıbı da olabilir. Çocukluk çağında yaşanan travmaların, aile içi istismar durumlarının ve akran zorbalıklarının sosyal kaygıyı tetiklemesi büyük ölçüde olasıdır.Sosyal bir çevrede yoğun endişe hissetmekTerlemekKalp çarpıntısıYüzde kızarıklıkTitreme ve baş dönmesiMide bağırsak problemleriSes titremesiKekelemekDikkatlerin üzerinde olduğunu düşünüp geri çekilmekYeni kişiler ile tanışmak ve iletişime geçmekten kaygılanıp kaçınmakEtkileşim sonrası o günü zihinde sürekli canlandırmakSosyal kaygı tedavisinde kullanılan yöntemlerden bazıları ise şöyledir;Bilişsel Davranışçı TerapiSosyal Beceri Geliştirme EğitimleriKaygı ile Mücadele YöntemleriDuygu Regülasyonu Yöntemleriİlaç TedavileriSosyal kaygı ciddi bir psikolojik problemdir. Bu problemin getirdiği kaygı ve panik durumlarından kurtulmak, rahat bir yaşam sürebilmek için psikolojik destek almak oldukça önemlidir.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.