Zakir Avşar: İmam hatip liseleri, kuruluş amacından itibaren iki temel işlev üstlenmiştir

Tem 19, 2025 - 09:14
Zakir Avşar: İmam hatip liseleri, kuruluş amacından itibaren iki temel işlev üstlenmiştir

ANKARA-BHA

Akademisyen ve Haber7 yazarı Prof. Dr. Zakir Avşar, "İmam hatip liseleri: Tarihin akışı içinde toplumsal talebin ve modernleşme arayışının kesişim noktası" başlıklı yazısında özetle şunları söyledi:

"LGS Sonuçları açıklandı, dezenformasyonlar başladı. Gerçek dışı iddialarla kamuoyu oluşturulmak, sinsi bir şekilde İmam Hatip okulları hedefe konulmak istendi. Bakanlık tarafından tüm illerde “birincilik” alan öğrencilerin sayısı ve okulları açıklanmasına rağmen, tam anlamıyla itibar suikastı anlamına gelecek gerçek dışı iddialarla adı Mahmud Celalettin Ökten olan okullar üzerinden bir denemeye girişildi.

Merhum Tahsin Banguoğlu, Merhum Tevfik İleri ve merhum Mahmud Celalettin Ökten bu ülkeye, insanlarımıza, değerler dünyamıza altın harflerle yazılmış büyük insanlardır. Dini bilgilerin öğretilmesinin önünü açmış isimlerdir. Bu kişilerin adlarının çeşitli eğitim ve öğretim kurumlarına verilmesi özellikle Mahmud Celalettin Ökten’in (Celal Hoca) isminin ülkemizin pek çok yerinde hayırla anılması ve İmam Hatip Okullarında yer alması tam bir kadirşinaslıktır…

Malum, Türkiye’de eğitim, her dönemde toplumsal talepler ile devletin modernleşme vizyonunun kesiştiği bir alan olagelmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, devletin katı laiklik (laikçilik) ilkesini merkez alarak yeni bir toplumsal düzen inşa etme hedefi, eğitimin dinî içeriklerden arındırılması sonucunu doğurmuştur. Millet namazını kıldıracak, cenazesini kaldıracak imam bulamaz hale gelmiştir.

Anadolu’nun toplumsal dokusunu inşa eden manevi değerlerle yoğrulmuş bir millet olarak, eğitim politikalarında tamamen seküler bir çizgide kalmayı sürdürebilecek bir toplumsal zemin olmadığı içindir ki, katı CHP iktidarı bile son döneminde bu gerçeği görebilmiştir.

Bilindiği üzere, Osmanlı döneminde eğitim sisteminin önemli bir bölümünü medreseler oluşturmuş, medreseler yalnızca dinî bilgi değil, aynı zamanda dönemin ihtiyaçlarına uygun sosyal bilim ve fen derslerinin de verildiği merkezler olarak işlev görmüştür. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılmış, eğitimde birliği sağlama hedefiyle medreseler kapatılmıştır. Ancak bu kapatma, toplumda din hizmetlerini yürütecek insan kaynağının yetiştirilmesinde bir boşluk doğurmuş, halkın talepleriyle devletin laiklik ilkesi arasında sürekli gerilim üreten bir zemine dönüşmüştür.

1940’lı yılların sonu ve 1950’li yılların başı, Türkiye’nin çok partili hayata geçişi ile birlikte toplumsal taleplerin daha açık biçimde ifade edilebildiği bir döneme sahne olmuştur. 1949’da Ankara’da açılan din görevlileri kursları, halkın cami ve din hizmetleri alanında duyduğu ihtiyaçların resmi düzlemde karşılanmasına dönük bir ilk adım olmuştur. 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile birlikte Tevfik İleri’nin Millî Eğitim Bakanlığına getirilmesi, imam hatip okullarının açılması sürecini hızlandırmış; 1951 yılında İstanbul’da açılan ilk imam hatip okulu, modern anlamda dinî eğitimin kurumsallaşmasının temel taşı olmuştur.

Bu süreçte Mahmut Celalettin Ökten, imam hatip okullarının eğitim felsefesini oluşturmuş, müfredatın yalnızca dinî ilimlerle sınırlı kalmaması gerektiğini, fen ve sosyal bilimlerin çağın gereklerine uygun biçimde okutulmasının zorunluluğunu savunmuştur. Böylelikle imam hatip okulları, dinî ve ahlaki eğitimle modern bilimsel eğitimi birleştiren, Türkiye’nin özgün toplumsal yapısına uygun bir model olarak şekillenmiştir.

İmam hatip liseleri, kuruluş amacından itibaren iki temel işlev üstlenmiştir: Birincisi, toplumun din hizmetlerinde görev alacak insan kaynağını yetiştirmek; ikincisi ise dinî bilgiye sahip, manevi değerlere bağlı, sosyal hayatın farklı alanlarında sorumluluk alabilecek bireylerin yetişmesini sağlamak."

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...