Zeytin taşınamaz geleceğimiz kiraya verilemez!

Bir Ziraat Mühendisi, bir çevre gönüllüsü ve yıllardır bu toprakların ekolojik dengesini korumaya çalışan bir dernek başkanı olarak söylüyorum:
Zeytinliklerin “taşınması” meselesi, yalnızca bir düzenleme değildir.
Bu; toprağın hafızasını, halkın hakkını ve doğanın dengesini rafa kaldırmaktır.
Aynı Yanlışı Daha Önce Gördük;
Orman Genel Müdürlüğü’nde görev yaptığım yıllarda ve halen başkanlığını yürüttüğüm derneğimiz aracılığıyla, özellikle Antalya bölgesinde maden sahalarının orman alanlarına girmesiyle oluşan tahribatı defalarca gözlemledim.
Evet, mevzuatta şöyle denir:
“Orman alanı, belli bir yıllık kira bedeli karşılığında madencilik faaliyetlerine tahsis edilebilir; sonrasında rehabilite edilir.”
Ama pratikte ne olur?
Maden çıkarılır, alan çoraklaşır, rehabilitasyon kağıt üstünde kalır.
Orman Bölge Müdürlüğü’ne ödenen ücret, bir yeşil örtüyü geri getirmez.
Bu döngü tekrar tekrar yaşandı şehrimizde.
Şimdi aynısını zeytinliklerde yaşamayı bize reva görüyorlar.
Ancak Rehabilitasyon Ücreti = Vicdan Bedeli Değildir sn. yetkililer benden söylemesi.
Yeni düzenlemeyle birlikte zeytinlik alanların da belli bedeller karşılığında taşınabileceği, kiralanabileceği ve maden faaliyetlerine açılabileceği konuşuluyor.
Bu, aslında “rehabilite edeceğiz” bahanesiyle doğayı önce yok edip sonra unutmaktır, halkı uyutmaktır, halka unutturmaktır.
Ama zeytin rehabilite edilmez.
Zeytin, yeniden dikilerek değil, zamanla emekle büyüyerek değer kazanır.
100 yaşında bir zeytini 1 yaşındakiyle değiştiremezsiniz.
Kök yer değiştirince, ruh kaybolur.
Doğal Varlıklarımız “Geçici” Kiralanamaz. Bu kadar sermayedar düşkünü ve yanlısı olmayın. Sermayedarın siyaseti olmadığını sivil toplum kuruluşu temsilcisi olarak yıllardır dile getiriyorum.
Antalya gibi hassas bir ekosistemde, kıyılar, ormanlar ve tarım alanları geri dönüştürülebilir kaynaklar değildir.
Zeytin, orman gibi kendini koruyamaz.
Bunu yapacak olan hukuk, vicdan ve bilinçli siyasettir.
Bu topraklar için burnunun direği sızlayan dertli ve gayretli bir vatandaş olarak Uyarıyorum:
-
Ormanların madencilik uğruna kalıcı şekilde yok edilmesine,
-
Şimdi de zeytinliklerin aynı akıbete sürüklenmesine,
-
Ve tüm bunların “rehabilitasyon” kılıfıyla meşrulaştırılmasına karşıyız.
Bu konuda daha önce raporlar sunduk, STK’larla iş birliği yaptık, sahadan veri topladık.
Bugün de aynı kararlılıkla bu sürecin karşısında duruyoruz.
Meclis’te alınan her karar, sadece bugünü değil, gelecek nesli etkiler.
Zeytin; ekonomik değil, medeniyet değeri taşıyan bir varlıktır. Biz hiçbir şeyimiz yoksa zeytin ekmek yeriz diyen ataların torunlarıyız. Maden mi dediniz ?
Barışın, zor zamanların iaşe ihtiyacının simgesi zeytin, zaten maden değerindedir.