GENÇLER, SİYASET VE AİDİYET: SESSİZ ÇOĞUNLUK MU, DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜÇ MÜ?

Haz 30, 2025 - 17:18
GENÇLER, SİYASET VE AİDİYET: SESSİZ ÇOĞUNLUK MU, DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜÇ MÜ?
Bir toplumun geleceğini anlamak istiyorsak, gençlerin sessizliğine değil, sessizliklerindeki düşüncelere kulak vermeliyiz. Bugün baktığımızda gençler, siyasete ilgisiz ya da umursamaz gibi gösteriliyor. Oysa gerçek şu ki; gençler siyasetten değil, siyasetin samimiyetsizliğinden, günübirlik çıkar hesaplarından ve kendilerini yok sayan dilden yoruldular. Onlar, “politikaya değil, eski politikalara mesafeliler.” Siyasal aidiyet duygusu, bir parti rozeti takmaktan ibaret değildir. Asıl aidiyet, kendini bir fikirde, bir amaçta, bir mücadelede bulabilmektir. Gençler, işte tam da bunu arıyor: Kendi seslerinin değer gördüğü, fikirlerinin karşılık bulduğu, değişimin bir parçası oldukları bir yaşam. Bugün gençler, iklim krizinden toplumsal adalete, ekonomik geleceksizlikten özgürlüklere kadar her başlığı yakından takip ediyor. Kimi sokakta, kimi üniversite sıralarında, kimi de sosyal medyada fikirlerini dile getiriyor. Ama her biri aynı soruyu soruyor: “Bizi gerçekten duyan var mı?” Siyaset kurumu, gençleri yalnızca seçim zamanlarında hatırlanan oy deposu olarak görmekten vazgeçmeli. Katılımcılığı, ortak aklı, gençlerin dinamizmini ve idealizmini merkeze koymayan her siyasi hareket, yarınlarda da aynı çıkmazı yaşamaya mahkûm. Gençler, gelecekten umutsuz değil; sadece o geleceğin söz sahibi olmak istiyorlar. Onlara alan açmak, onları dinlemek, onları dahil etmek zorundayız. Çünkü bu ülkenin kaderini asıl değiştirecek olan, fikirlerini susturmadan yaşayan genç bir nesildir.