İsrail’in yeni planı: Arapça konuşan istihbarat ordusu

Tem 28, 2025 - 12:52
İsrail’in yeni planı: Arapça konuşan istihbarat ordusu
İsrail, geleneksel askeri yöntemlerin ötesine geçerek Arap toplumlarına kültürel ve psikolojik yollardan sızmayı hedefleyen yeni bir strateji yürürlüğe koydu. İsrail merkezli Yediot Aharonot gazetesi ve diğer güvenlik kaynaklarına göre, ülke içinde Arap lehçelerine hâkim özel istihbarat timleri oluşturuluyor ve bu timler “zihinsel işgal” için eğitiliyor. Gazze’de 7 Ekim 2023’te yaşanan “Aksa Tufanı” operasyonuyla ciddi istihbarat zafiyeti yaşayan İsrail, yeni dönemde dili ve kültürü bir silah olarak kullanma planını genişletiyor. İsrail askeri istihbarat birimi AMAN’ın başlattığı programlarla, yeni nesil ajanlara sadece lehçe öğretmekle kalınmıyor, aynı zamanda Arap toplumlarının kültürel, sosyal ve dini kodları da öğretiliyor. Ajanlar; Filistinli, Lübnanlı, Suriyeli, Iraklı ve Yemenli lehçeleriyle birlikte halk ezgileri, deyimler, hatta sosyal medya içeriklerini ezberliyor. Amaç, sıradan bir çevirmen değil, halkla psikolojik yakınlık kurabilen ve algıyı yönlendirebilen bir “içeriden konuşan” profil oluşturmak. İsrail aynı zamanda kamuoyuna yönelik Arapça içerik üretimini de yoğunlaştırmış durumda. Başta İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee olmak üzere, birçok resmi hesap ve yetkili sosyal medya üzerinden Arapça içerikler paylaşıyor, dini bayramları kutluyor ve Arap toplumuna “yakın” bir imaj sergilemeye çalışıyor. Uzmanlara göre bu strateji, doğrudan işgalle değil, zihinlerde kurulan bir hâkimiyetle sonuçlanabilecek bir “yumuşak işgal” biçimi. Psikolog Abdurrahman Mazher’e göre, “Bir yabancının senin lehçeni konuşması, müziğini paylaşması, kıyafetini giymesi bir aidiyet hissi yaratır. Bu, direnç mekanizmalarını zayıflatır.” Direniş ve normalleşme karşıtı aktivist Anes İbrahim ise bu girişimi “zihinsel kolonizasyon” olarak niteliyor. “İsrail, kendisini Arap toplumunun doğal bir parçası gibi göstermeye çalışıyor. Bu, gelecek kuşakları işgali kabullenmeye hazırlamak anlamına gelir” diyor. Uzmanlar, bu stratejiye karşı en etkili savunmanın bilinçlenme, kültürel farkındalık ve medya okuryazarlığı olduğunu vurguluyor. Çünkü bu tür sızıntılar çoğu zaman sessiz ve yavaş gerçekleşiyor; fark edilmediği sürece kalıcı etkiler bırakıyor. dailyummah