Sıkılmak nasıl bir ruh hali? Sıkışıklığın içindeki ışık

Tem 27, 2025 - 08:58
Sıkılmak nasıl bir ruh hali? Sıkışıklığın içindeki ışık
Sıkılmak nasıl bir ruh hali? Sıkışıklığın içindeki ışık

Sıkılmak gerçekten mümkün mü ve işlevsel mi? Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal ntv.com.tr okurlarına özel yazdı.

‘’Sıkılmak mı? Sıkılmaya vaktim mi var?’’ diyor olabilirsiniz. Ya da ‘’Sıkılmamak için oyalanıyorum.’’, ‘’Canım sıkılsın istemiyorum.’’ diyebilirsiniz. Günümüz dünyasında bu iki uçta gidip geliyoruz. Medya, toplum ve iş dünyası… Hepsi aynı mesajı veriyor: Hızlı olmak ve aynı zamanda faydalı olmak çok önemli. Ancak unuttuğumuz bir şey var: Bizler makine değiliz. Yaşadıklarımızı, öğrendiklerimizi; sindirmeye ve işlemeye zaman vermemiz gerekiyor. Peki, bu nasıl olacak? Sıkılmak gerçekten mümkün mü ve işlevsel mi? Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal ntv.com.tr okurlarına özel yazdı.
Şimdi, ne yapacağınızı bilmediğiniz, öylece durduğunuz bir anı düşünün. Sadece duruyorsunuz, zihninizde bir yapılacaklar listesi yok; gelen telefon bildirimleri yok… Yalnızca siz… Alışık olmadığınız bir durum olabilir. Kendi iç sesinizle kaldığınız anlar… Olduğunuz yerden hemen uzaklaşmak, kaçmak isteyebilirsiniz. Gelen düşünceler, duygular içinizi sıkıştırıyor olabilir. ‘’Ne yapacağım?’’ diye düşünüp duruyor ve işin içinden çıkamıyor olabilirsiniz. Böyle anlarda iç sesimiz, gerçekten ne yapmak istediğimizi gösteren bir pusula olabilir.
Bu anlarda, zihinsel gürültümüz susar; duygularımıza, kalbimize daha çok yaklaşırız. Geçmiş ve gelecek arasındaki o sorgulama alanında dururuz. Korkutucu olan da biraz bu kısımdır. Hayatımızda işlevselliğini kaybetmiş birçok şey gün yüzüne çıkabilir. Çaba göstermemiz, değiştirip dönüştürmemiz, veda etmemiz gereken şeyler olabilir. Bir geçiş dönemindeyizdir. Bu dönemi yok sayıp olduğumuz yerde kalabiliriz ya da iç sesimizi duymaya gönüllü olup kabullenmemiz, yüzleşmemiz gereken şeyleri yüzeye çıkarabiliriz ve harekete geçebiliriz. Burada tercih bireyin kendisindedir. Herkesin süreci kendi içinde bambaşkadır. Ancak, eğer ki; ikinci seçeneği tercih ettiyseniz, geçiş döneminde olduğunuzu kabullenip yeni yollar ararken, kendinize şefkat göstermeyi de hatırlamanız çok önemli olacaktır.
Geçiş Dönemlerini Daha Rahat Geçirebilmek İçin Ne Yapabilirsiniz? Sıkıntınızın size ne söylemeye çalıştığını anlamak için kendinize zaman verebilirsiniz. Duygu ve düşüncelerinizi yargısız bir şekilde yazabilirsiniz. (Bu yazılar üzerinden hayatınızda neleri değiştirmek, dönüştürmek, bırakmak istiyorsunuz? Hayatınıza neleri katmak istiyorsunuz?) Sıkıntınızı somutlaştırabilirsiniz. (Örneğin: ‘’Sıkıntım gri, sert bir taşa benziyor. Bu taşla ne yapabilirim?’’) Etrafı gözlemleyerek, günlük farkındalık yürüyüşleri yapabilirsiniz.
Çok bunaldığınız anlarda sizlere yardımcı olabilecek bir ‘’Güven Nesnesi’’ edinebilirsiniz. Ona baktığınızda sürecinizi tekrardan hatırlayabilirsiniz. (Örnek: takı, sembol, kalem…) Size iyi hissettiren şeyleri yapmak için zaman ayırmaya çalışabilirsiniz.
Bu dönemler, dış dünyada her şeyin aynı göründüğü; ancak iç dünyamızda yaratıcılığımızın arttığı, yeni yolların oluştuğu ve zamanla içsel dengeye ulaştığımız dönemlerdir. Zorlayıcı olabilir. ‘’Hiçbir şey olmuyor.’’, ‘’Öylece duruyorum.’’ Gibi düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bu dönemi kabul edip, rahat geçirmek için adımlar attığınızda, zaman içinde yeni yolların açıldığını görebilirsiniz. Bu dönemlerde tek başınıza zorlanıyorsanız ve işin içinden çıkamadığınızı hissediyorsanız, bir uzmanın eşliğinde iç sesinize kulak vermek, yolunuza ışık tutmak; sizler için etkili olabilecektir.