İsrail'in yeni özel birimi: "Meşrulaştırma Hücresi"

İsrail ordusu, "Meşrulaştırma Hücresi" adı verilen özel bir birim kurarak, Gazze'deki gazetecileri Hamas ile ilişkilendirerek öldürülmelerini meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu birim, Enes Şerif'in geçen hafta hedef alınarak şehit edilmesi gibi olayların ardından, uluslararası kamuoyundaki tepkileri azaltmak amacıyla faaliyet gösteriyor.
+972 Magazine ve Local Call'a göre, bu birim, 7 Ekim'den sonra kurulmuş olup, Gazze'den topladığı istihbaratla İsrail'in uluslararası imajını güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, Hamas'ın okulları ve hastaneleri askeri amaçlarla kullanma iddiaları ve Filistin direniş gruplarının sivillere zarar veren başarısız roket fırlatmaları hakkında bilgi arayışında bulunuyor.
Meşrulaştırma Hücresi'nin motivasyonu güvenlik değil, halkla ilişkiler olarak tanımlanıyor. Gazze'deki gazetecilerin "İsrail'in adını dünya önünde lekelediği" yönündeki öfkeyle hareket eden birim üyeleri, Hamas ile bağlantılı bir gazeteci bulma konusunda istekliydi. İstihbarat kaynakları, bu birimin, medya eleştirisi arttıkça, karşıt bir anlatıyı destekleyecek şekilde kamuya açık hale getirilebilecek bilgileri bulması talimatı aldığını belirtti.
Bir istihbarat kaynağı, “Eğer küresel medya, İsrail’in masum gazetecileri öldürdüğünden bahsediyorsa, hemen bir gazeteci bulmak için bir baskı var; sanki bu, diğer 20 gazetecinin öldürülmesini kabul edilebilir kılıyormuş gibi.” dedi.
Bir diğer kaynak, “Ekip, propaganda kullanılabilecek istihbarat topluyordu; örneğin, bir okulda bulunan Hamas silah yığınları gibi — bu tür bilgiler, İsrail’in uluslararası meşruiyetini artırmak için gerekliydi.” şeklinde açıklama yaptı.
Meşrulaştırma Hücresi, Gazze polisinin 7 Ekim operasyonuyla bağlantısını bulmaya da çalışarak, onları hedef almayı ve Hamas’ın sivil güvenlik gücünü dağıtmayı haklı çıkarmak istiyordu.
İstihbarat kaynakları, bu birimin, Gazze'deki gazetecileri hedef olarak işaretlemek için istihbaratı yanlış yorumladığı bir durumu da aktardı. Bir kaynak, “Gündüzleri gazeteci, geceleri bir tabur komutanı olarak etiketlemek istediler. Herkes heyecanlandı. Ancak hatalar zinciri ve acelecilik yaşandı. Sonunda, gerçekten bir gazeteci olduğunu fark ettiler.” dedi.
Bu durum, Al Jazeera gazetecileri Enes Şerif ve İsmail El-Ghoul'un öldürülmesine de uygulanıyor. İsrail, bu gazetecileri “askeri kanat mensupları” olarak nitelendirdi.
Üç istihbarat kaynağı, ordunun medyayı savaş alanının bir uzantısı olarak gördüğünü ve hassas bilgilerin kamuya açıklanması için deşifre edilmesine izin verdiğini ifade etti. Meşrulaştırma Hücresi dışında bile, istihbarat personeline, İsrail'in bilgi savaşında fayda sağlayacak herhangi bir materyali işaretleme talimatı verildiği belirtildi.