“Bu, Kızların Eseri”: LEGO® Türkiye Contemporary Istanbul’da Kızların Yaratıcı Gücünü Sergiliyor

Eyl 24, 2025 - 15:26
“Bu, Kızların Eseri”: LEGO® Türkiye Contemporary Istanbul’da Kızların Yaratıcı Gücünü Sergiliyor
The LEGO Group, global girişimi “She Built That”in yerel uyarlaması olan “Bu, Kızların Eseri”ni Contemporary Istanbul’un 20. edisyonunda gururla sunuyor. Bu sergi, toplumsal cinsiyet kalıplarını sorgulamaya davet ederken, kız çocuklarını da; “yapım ustası” olmanın anlamını yeniden sahiplenmeye ve tanımlamaya teşvik etmeyi amaçlıyor. LEGO® Türkiye, bu program aracılığıyla kız çocuklarına yaratıcılıklarını ortaya koymaları ve geleceğin şekillenmesinde aktif rol almaları için ilham vermeyi hedefliyor. The LEGO Group tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, “inşa etmek” kavramının kız çocukları için yeterince karşılık bulmadığını ortaya koyuyor. Türkiye’de ebeveynlerin yüzde 84’ü, Türkiye’de kadınların yaratıcı sektörlerde yeterince temsil edilmediklerinin farkında olduklarını söylüyor. Dünyadaki genç kadınların %70’i ise kendilerini bir şeyler inşa etmeye yeterli görmediklerini belirtirken, ebeveynlerin %72’si de kız çocuklarının dünyayı inşa eden kadın rol modellerinden yoksun olduğunu düşünüyor. 1 “She Built That” girişimi, bu boşluğu doldurmayı hedefleyerek “inşa etmeyi” yalnızca fiziksel bir süreç olarak değil; yaratıcılığın, kendini ifade etmenin, cesaretin ve dönüşümün alanı olarak yeniden tanımlıyor. Bu girişim, inşa etmenin kız çocukları dahil olmak üzere herkes için erişilebilir olduğunu vurgulayarak, onların kendilerini değişimin öncüsü, lider ve yenilikçi olarak görmelerine ilham veriyor. Kadın Yaratıcılığını Kutluyoruz: Güç Veren ve İlham Olan Eserler Serginin merkezinde, LEGO Türkiye iş birliğiyle dört yetenekli kadın sanatçı – Ece Ağırtmış, Eda Taşlı, Gökçe İrten ve Selin Tahtakılıç – tarafından üretilen eserlerle, kız çocuklarının öne çıkan yaratıcı gücü yer alıyor. Sanat danışmanı Görkem İmrek’in küratörlüğünde hazırlanan bu özgün eserler, sanatçıların iç dünyalarını yansıtırken kadınların inşa etme, kendilerini özgürce ifade etme ve gelecek nesillerine ilham verme becerilerini vurguluyor. Kolektif Yaratıcılık İçin Etkileşim Alanı Sergide yer alan eserlerin yanı sıra, ziyaretçilerin LEGO® yapım parçalarıyla inşa sürecine katılmaya davet edileceği interaktif bir alan da bulunuyor. Yaratıcılık, güç, umut ve cesaret temalarından ilham alan katılımcılar, seçtikleri LEGO yapım parçalarını ekleyerek mevcut deneyim alanının büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunacak. Bu kolektif inşa süreci; dayanışma, paylaşım ve birlikte üretim değerlerini yansıtarak bu girişimin özünü doğrudan sergi alanına taşıyacak. Oyun Yoluyla Çocuklara Destek 24–28 Eylül tarihlerinde Tersane İstanbul’da düzenlenen Contemporary Istanbul’un 20. edisyonunda sanatseverlerle buluşan eserlerin satın alınmasıyla SosyalBen Vakfı’na yapılacak bağışlar, vakfın Hatay’da hayata geçirdiği Beceri ve Yetenek Merkezi’ndeki LEGO® Oyun Atölyesi’ne destek sağlayacak. Bu girişim, the LEGO Group’un 90 yılı aşkın süredir savunduğu temel bir hakkı, daha fazla çocuğun oyunun dönüştürücü gücüne erişmesini sağlamayı amaçlıyor. Kızların yaratıcı gücünü kutlamak ve herkesin inşa edebildiği bir geleceğe destek olmak için Contemporary Istanbul’da bize katılın! Sanatçılardan Eserler Hakkında: Ece Ağırtmış: "Benim için ‘inşa etmek’, yalnızca fiziksel bir yapı üretmek değil, aynı zamanda bireyin kendi deneyimlerinden, anılarından ve hayallerinden beslenen kişisel bir evren kurması. Bu bağlamda, çocukluğumda LEGO yapım parçalarıyla hissettiğim ‘kale’ duygusunu, doğup büyüdüğüm evin sokağını bir referans noktası olarak kullanarak yeniden yorumladım. Balkonlar, sokaktaki kediler ve aklıma kazınan küçük ayrıntılar, bu kaleyi oluşturan katmanlar haline geldi. Çocukluğumda beslediğim ilk kediler, Maviş ve Madam, bu kalenin koruyucuları olarak işin merkezine yerleşti. Bu eserle, kızlara kendi yollarını inşa etme cesareti vermek istiyorum. Çünkü inşa etmek, kendi dünyanı yaratmak ve etrafındaki dünyayı kendi ellerinle dönüştürme gücünü keşfetmek benim için." Eda Taşlı: “Kendi heykellerimde olduğu gibi bu sergi için de ‘inşa etme’ fikri sadece bir şey ortaya koymak değil, aynı zamanda hayal gücüyle yeni bir dünya kurmak anlamına geliyor. Bu eserimde yürüyen bir figür, kocaman bir hayvanı kulağından tutarak birlikte ilerliyor. O hayvan benim yaratıcılık tarafım; eğlenceli, hayali arkadaşlarım gibi. Çiçeklerle birlikte yürüyen bu ikili, aslında yaratma sürecini, yeni bir dünyayı birlikte inşa etmeyi simgeliyor. Kızlara da küçük parçaların birleşerek güçlü bir bütüne dönüşebileceğini göstermek istedim. Sanatımda da hayat gibi; denge, cesaret ve oyun duygusu bir araya geldiğinde ortaya kimsenin tahmin edemediği güzellikler çıkıyor.” Gökçe İrten: “Ürettiğim eser, kız çocuklarına hayal kurmanın ve o hayali birlikte inşa etmenin gücünü hatırlatmayı amaçlıyor. Benim için ‘inşa etmek’, yalnızca fiziksel bir eylem değil; duyguları, deneyimleri ve ilişkileri katman katman üst üste koyabilmek demek. Bu eserde de formlar birbirine uzanıyor; tıpkı kadınların omuz omuza vererek hayatı yeniden kurması gibi. Eserimdeki kırmızı daireler, paylaşımı ve kolektif belleği simgeliyor. Çünkü inşa etmek, tek başına bir süreç değil; ortak bir duyguya, ortak bir hayale dönüşebilme cesareti. Kız çocuklarına ilham vermek istediğim nokta tam da bu: Hayallerinizle inşa edin, duygularınızla büyütün, birlikte dönüştürün. Çünkü her yapı, bir fikirle başlar; ve o fikir, paylaştıkça çoğalır.” Selin Tahtakılıç: “Benim için inşa etme kavramı; yaşadığımız deneyimler, öğrendiklerimiz, belleğimizde taşıdığımız anılar ve dış dünyadan süzdüğümüz izlenimlerle kendi dünyamızı kurma süreci. Bu, geçmişin izlerini ve geleceğe dair hayalleri bir araya getiren kişisel bir inşa hali. Hayatın iniş çıkışları kaçınılmaz; asıl mesele, onlarla nasıl başa çıktığımız. Kız çocuklarına vermek istediğim mesaj ise; her zaman yeniden başlama, her şeyi baştan inşa etme ve başka bir yerde yeniden kök salabilme gücümüzün olması. Bu eser de aslında bu düşünceyle şekillendi. Ortasına konumlandırdığım ev bizleri temsil ediyor. Arka plandaki çizgisel düzen, dış dünyayla aramızdaki mesafeyi ve süzgeçten geçirme halini simgeliyor. Bacadan yükselen renkli şekiller ise içimizde taşıdığımız ve dünya ile paylaşmak istediğimiz renklerimizi ifade ediyor.”       Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı