Esed'in ceset taşıma mekanizması: Dondurma yemeye tövbe ettim!

Suriye'de Esed rejiminin 10 yılı aşkın iç savaş boyunca 160.000'den fazla kişiyi katledip kaybetme operasyonlarının dehşet verici detayları, rejimin düşmesinin ardından ortaya çıkmaya devam ediyor. Middle East Eye (MEE) ile konuşan ve bu ölüm makinesinin bir parçası olmaya zorlanan eski kamyon şoförleri, mezar kazıcıları ve mezarlık sorumluları, operasyonun boyutunu gözler önüne serdi.
Zorla mezar kazıcısı olarak çalıştırılan eski bir Şam Belediyesi çalışanı olan Yousef Obeid, Şam'ın güneyindeki meşhur toplu mezar alanı Najha'ya ceset taşıyan küçük bir dondurma kamyonunu hatırladığını belirterek, "O andan itibaren dondurmaya yemin ettim," dedi. Eski bir kamyon şoförü de, hükümetin "kurbanların cesetlerini şüphe uyandırmadan hızla yok etme ihtiyacını karşılamak için" gasp edilen çeşitli kamyonları kullandığını anlattı.
Ticari araç filosu nasıl ele geçirildi?
Eski şoförlerin anlatımına göre, savaşın ilk dönemlerinde cezaevleri ve askeri hastanelerden taşınan ceset sayısı öylesine fazlaydı ki, hükümet ticari buzdolaplı kamyonlara el koydu. Bu araçlardan bazıları, Körfez ülkeleriyle siyasi anlaşmazlıkların tırmanmasıyla Suriye ile Körfez arasında et ve sebze taşıyan kamyonlardı. Ayrıca, muhaliflerin kaleleri olan İdlib ve Halep'ten gelen, Esed'in babasından başkanlığı devraldığı dönemdeki ekonomik patlama sırasında Türkiye ile Suriye arasında kargo taşıyan kamyonlar da sahipleri tutuklanınca rejim tarafından ele geçirildi.
Şoförler, gece karanlığında, özellikle şafaktan önce, Şam'daki al-Hal pazarındaki tüccarlar aracılığıyla çağrılıyor ve güvenlik şubelerine teslim edilerek cesetleri almak üzere askeri hastanelere gönderiliyordu. Farklı güvenlik şubelerinin Esed'in emirlerini yerine getirmek için küçük otobüsler, kapalı kamyonlar ve et taşıma araçları dahil olmak üzere çeşitli araçları kullandığı bildirildi.
Endüstriyel ölçekte bir gizleme operasyonu
Suriye’deki iç savaşı on yıldan fazla bir süre önce başlatan ayaklanmadan önce yıkım işleri yapan Yousef Obeid, isyanın başlamasından sonra Hava Kuvvetleri İstihbaratı yetkilileri tarafından kamu işlerinden güvenliğe transfer edildi. İlk gününde, Najha'daki bir mezarlığın ıssız bir ucuna götürüldü ve 10'a 15 metre eninde, üç metre derinliğinde bir çukur kazması emredildi.
Güneş batarken, bir Mercedes ve içinde Hava Kuvvetleri subayı bulunan buzdolaplı kamyonlar dolusu çürümüş ve şişmiş ceset geldi. Obeid, "Yaklaşır yaklaşmaz havayı kötü bir koku doldurdu. Ölü bedenlerin şaşmaz kokusuydu," dedi. Her kamyonun 200 ila 250 ceset taşıdığını tahmin eden Obeid, cesetlerin dört kat derinliğinde üst üste istiflendiğini, yer kalmayınca mecburen cesetlerin üzerine basmak zorunda kaldığını anlattı. İki buzdolaplı kamyon boşaltıldıktan sonra, kanıtları örtbas etmek için toplu mezarların üzerine beton döküldü ve yeni halk mezarları inşa edildi.
Cesetler çöle taşındı: "Toprağıtaşıma operasyonu"
Najha'da yedi yıl boyunca zorla toplu mezar kazan ve bu sırrı ailesinden saklayan eski belediye çalışanı Muhammad Afif Nafieh, 2011'den 2018'e kadar sürekli artan ceset akışını denetlediğini söyledi. 16 metrelik buzdolaplı kamyonların her seferinde 400'e kadar ceset taşıyabildiğini ve cesetlerin çoğunda işkence izleri bulunduğunu belirtti.
Nafieh'in işi, cesetlerin hangi güvenlik şubesinden geldiği ve kaç cesedin gömüldüğü dahil olmak üzere ayrıntıları titizlikle belgelemekti: "Beşşar Esed, şubelerde olup biten her şeyi biliyordu."
Ayrıca bir Reuters soruşturması, Esed hükümetinin suçlarını örtbas etme ve uluslararası sahnede imajını düzeltme çabasıyla 2019 ile 2021 yılları arasında "Toprağı Taşıma Operasyonu" adlı gizli bir faaliyet yürüttüğünü ortaya çıkardı. Bu operasyonla, Suriye'nin bilinen en büyük toplu mezarlarından biri olan Qutayfah'daki on binlerce cesedin bir saat uzaklıktaki Dhumair çölüne taşındığı ifade ediliyor.
Şahit ifadelerine dayanarak Reuters, bu yeni Dhumair bölgesine on binlerce cesedin yeniden gömülmüş olabileceğini tahmin ediyor. Hükümetin yeni kurulan Kayıp Kişiler Ulusal Komisyonu ise, cesetlerin taşınma şeklinin kurbanların kimliklerini tespit etmeyi daha da zorlaştıracağını belirtti.